Fethullah Gülen 1 Numaralı Sanık

Paylaş
 

Kamuoyunda “Selam Tevhid” olarakta bilinen “Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü’ isimli soruşturma kapsamında, usulsüzlük yapıldığına dair iddialara ilişkin “paralel yapıya” yönelik yürütülen soruşturma da  54’ü tutuklu 122 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. 

Bir numaralı şüpheli olarak Fethullah Gülen’in bulunduğu iddianamede iki numaralı şüpheli ise Emre Uslu olarak yer verildi. Başsavcılığın onayladığı  iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

Aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, bakanlar, MİT Müsteşarı, gazeteciler ve kamu görevlilerin de bulunduğu 968 kişi müşteki sıfatıyla iddianamede yer alıyor. İddianamede, şüphelilerce, 2010-2014 yılları arasında “sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü” adı altında yürütülen yüzlerce mağdur ve müşteki ile kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşu konumundaki dernek ve vakıfların gerekçesiz olarak terörle ilişkilendirilmesi için kurgulanan soruşturma dosyasının tespiti ve ele geçirilme süreci anlatılıyor.

Yer alan iddianamede, firari şüphelilerden Fetullah Gülen ve Emre Uslu’yla eski emniyet müdürü Yurt Atayün’ün, “Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadı ile açıklama, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, hukuka aykırı olarak kişiler verileri kaydetmek” suçlarından ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, 67,5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak.

İddianamede ayrıca, şüphelilerce kumpas soruşturmasının başlatılmasına sebep olarak, “Mavi Marmara gemisi tarafından İsrail işgali altındaki Gazze’ye yardım götürülmesi”, “MİT Müsteşarlığı’na 25 Mayıs 2010’da Hakan Fidan’ın atanması ve Türkiye, İran ve Brezilya arasında imzalanan 17 Mayıs 2010 tarihli Tahran deklarasyonu”, “siyasi irade tarafından başlatılan ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ olarak adlandırılan Çözüm Süreci’nin başarıya ulaşmasının engellenmesi” gösterildi.

Bu yazı 657 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir yorum bırak