Av. Berkay Şayir ile İzmir’de Avukatlık Üzerine

Paylaş
 


Son yıllarda İzmir ve çevre illerde özellikle hukuk davalarında ve idareye karşı açılan davalarda adından söz ettiren avukat Berkay Şayir ile röportaj yapmak istedik. Merak edilenleri sorduk. Kendisi de bizi kırmayıp sorularımızı samimiyetle yanıtladı.

Avukat Berkay Şayir Kimdir?   

25.11.1993 yılında Konak – İzmir’de doğdum. Babamın asker olması nedeniyle Kayseri – Diyarbakır – Eskişehir  gibi illerde yaşama fırsatım oldu. Lise öğrenimimi Eskişehir Muzaffer Çil Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandım ve 2016 yılında mezun oldum. Avukatlık staj dönemimin başlangıcını Kayseri’de geçirdikten sonra İzmir’e kesin dönüş yaptım. Halen de kendi büromda serbest avukat olarak  çalışmayı sürdürüyorum.    

Neden Hukuk Fakültesini tercih ettiniz?   

Babamın Hava Kuvvetlerinde görevli asker olması sebebiyle hayatım boyunca asker çevrelerinde yaşadım. Dolayısıyla ilk hayalim her zaman subay olmaktı. Fakat ailem ise başka bir meslek dalını seçmemi istedi. Ben de lise öğrenimimin sonunda Hukuk Fakültesi’ni seçmeye karar verdim. Üniversite tercihleri açıklandığında 30 tercih hakkımdan 15’ini çeşitli hukuk fakültelerini yazdım ve sonuç olarak Hukuk Fakültesi’ne girmeye hak kazandım. Neden hukuk seçtim? En başta saygın bir bölüm olduğu ve ideallerime yatkın olduğu için seçtiğimi söyleyebilirim. Pek çok farklı düşünceden insan ile iletişim kurduğum ve onların isteklerini, arzularını, dünyayı değiştirme isteklerini görünce benim de en azından kendimle alakalı birşeyleri değiştirebilmek için avukatlığın da iyi bir meslek olduğuna kanaat getirdim.   

Peki neden serbest avukatlığı seçtiniz?

Türkiye’deki Hukuk Fakülteleri ile yabancı ülkelerdeki Hukuk Fakülteleri arasında bir mentalite farkı var. Anglo-sakson ülkelerindeki hukuk sistemlerinde avukatlık çok zor erişilen ve çeşitli sınavlara ve mülakatlara tabi bir meslek dalı olup savunma hakkı açısından çok geniş bir mesleki dokunulmazlık bulundurmaktadır. Aynı durum hakimler ve savcılar için de söz konusudur. Birkaç yıl önce Trump’ın Yüksek Mahkeme yargıçlarını bir türlü görevden alamaması da bunun en açık örneğidir. Türkiye’de ise Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ya hakimlik – savcılık sınavlarına girip Adalet Akademisi’ne girersiniz; ya da avukat olursunuz. Hakimlik – savcılık için yazılı ve sözlü sınavı başarıyla geçmeniz yeterlidir. Avukatlık için ise herhangi bir sınav dahi yoktur. Ama mesleki açıdan kendinizi rahat hissetmek, baskı altında olmadan çalışmak istiyorsanız en ideal meslek avukatlıktır. Ben mesleğimi herhangi bir mesleki ya da siyasi baskı altında yaşamadan icra edebilmek için avukatlık yapmaya karar verdim. İzmir boşanma avukatı alanında da başarılı olduğumu düşünüyorum. Netice itibariyle Bu kararımdan da memnunum.

Türkiye’de avukat olmak nasıl? 

Türkiye’de avukat olmak, Hukuk Fakültesi mezuniyeti dışında ne yazıkki kaliteli olarak adlandırılamayacak kadar vasıfsız hale getirildi. Özel üniversiteler ve devlet üniversitelerinin açtığı yüksek sayıdaki kontenjan ile Hukuk Fakülteleri, alelade bir bölüm olarak algılanıyor. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Daha düne kadar avukat olmak için sınav dahi aranmıyordu. Şimdi gelirse 2023’den itibaren Hukuk Mesleğine Giriş sınavı yapılacak. Bunun için son derece geç kalındığını ve bir çok mezun gencin “en azından bir işim olsun” anlayışıyla avukat olduğunu da görüyorum ve üzülüyorum. Çünkü avukatlık “bir iş” olarak tanımlanamayacak kadar kutsal ve değerli bir meslektir. Bizim ülkemizde devlet kadrolarında yer alan meslekler itibar görüyor. Örneğin hakim ya da savcı olmak, devlet kadrosu olarak sayıldığı için itibarlıdır. Ama avukatlık serbest çalışıldığı için bu mesleklere göre “daha az” itibarlıdır. Özellikle İzmir ceza avukatı kapsamında bu itibarsızlaştırma çabalarını daha fazla göstermektedir. İşte bunun sebebi de avukat olmak için herhangi bir ölçüt sunulmamasıdır. Örneğin Norveç’te avukat olmak için belli bir yıl kamu puanı toplamanız gereklidir. Önce başka bir meslek dalından lisans diplomanız olur. Sonra polis şefliği, hakimlik gibi görevler yaparak kamu puanı toplarsınız. En son yazılı sınavı kazandıktan sonra avukat olursunuz. Bence olması gereken de bu. Umarım bizim ülkemiz de bu anlayışa bir gün erişecektir.

Son olarak avukat olmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz?   

Molierac’ın ünlü bir sözü vardır: “Avukatlar tarih boyunca köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı”. Biz mesleki açıdan son derece dayanışma gerektiren bir iş yapıyoruz. Savunma hakkını bir zincir gibi düşünürsek her bir avukat o zincirin halkasıdır. Halkalardan birinin kopması, deforme olması; savunma hakkını zayıflatır, yıpratır. Yani vatandaşın hakkını arayabileceği güvenilir, bağımsız bir otorite kalmaz. Bizler avukatlar olarak vatandaşın hak arama hürriyetinin teminatıyız. Hukuk fakültesinden mezun olup avukatlık ruhsatnamesi almak ile vatandaşın hak arama hürriyetine koşulsuz destek vermek arasında ciddi bir fark vardır. Ben avukat olmak isteyen genç arkadaşlarıma öncelikle mesleğin etik değerlerini bilmeyi ve buna uygun hareket etmeyi; mesleki faaliyetleri de bu temel üzerine oturtmayı tavsiye ediyorum. Ancak bu halde verdiğim örneklerdeki ülkeler gibi çağdaş bir hukuk ve savunma anlayışını geliştirebiliriz.    

İzmir Avukat : Avukat Berkay Şayir   
İzmir Boşanma Avukatı 

Bu yazı 202 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir yorum bırak